Bilimin Çözemediği Gizemli İnsan Davranışları

DNA'yı çözen bilim bazı insan davranışlarını açıklayamıyor.

Atomu bölen, insanın aya kadar gitmesini sağlayan ve hatta DNA'sını çözen bilim, insanoğlunun bazı gizemli davranışlarını açıklamak konusunda yetersiz kalıyor.
İngiliz The Daily Telegraph gazetesinde yayımlanan habere göre, The New Scientist dergisi, insanların, bilim dünyasının açıklayamadığı davranışlarını sıraladı.

Nedenlerine ilişkin değişik teorilere de yer verilen listede şu davranış biçimleri sıralandı:

Yüz kızarması: İngiliz doğa tarihçisi Charles Darwin, insanın yalan söylediğinde diğerlerinin bunu anlamasını sağlamak için yüzünün kızaracağı şekilde evrimleştiği teorisiyle açıklamaya çalıştı. Bazı bilim adamları ise bunun zayıflığı ifşa ederek, olaylarla yüzleşmeye ya da daha içten davranmaya yardımcı olduğu fikrini savundu.

Kahkaha atmak: İnsanın ruh halini iyileştiren endorfin hormonu nedeniyle güldüğü düşünülüyor. Ancak 10 yıllık bir araştırmanın sonuçları, insanın espriden çok vasat sözler karşısında kahkaha attığını ortaya koyuyor.

Öpüşmek: Tüm toplumlarda görülmeyen, bu doğrultuda genetik olamayacağı yargısına varılan öpücük, emzirme ve eski insanların çocuklarını ağızlarıyla besleme alışkanlıklarıyla ilişkilendiren teorilere bağlanıyor.

Rüya görmek: Avusturyalı nörolog Sigmund Freud’un, rüyaların bilinç altını yansıttığına ilişkin teorisine şüpheyle yaklaşılıyor. Rüyanın, genel olarak hisleri yansıttığı söylenebilir, ancak garip düşler görülmesinin nedeni henüz tam olarak açıklanamadı.

Batıl inançlar: Dinin, bir anlam taşımayan, tuhaf, ancak rahatlatan alışkanlıklar olarak nitelendirilen batıl inançları tetiklediği düşünülüyor.

Burun karıştırmak: Her dört gençten biri, günde ortalama 4 kez burnunu karıştırıyor ve bunun nedeni bilinmiyor. Burun karıştırmanın, bağışıklık sistemini güçlendirdiğine inananlar var.

Ergenlik: Diğer hiçbir hayvanın bu dönemden geçmediğine dikkati çekiliyor. Bazı bilim adamları bu dönemin, insan beyninin olgunluk çağına geçmeden önce kendini yeniden düzenlemesine yardımcı olduğunu ya da gelecekteki sorumluluk dolu yıllar öncesinde insanın, davranış biçimleri açısından kendini denemesine izin verdiğini düşünüyor.

Fedakarlık yapmak: Bu davranışın, insanlar arasındaki bağların geliştirilmesine yönelik olabileceği gibi sadece keyif verdiği için yapılabileceği savunuluyor.

Sanatsal faaliyetler: Dans etmekten, heykel tıraşlığa tüm sanat biçimlerinin, kişinin kendisini gösterme ve beğendirme isteğinden kaynaklanabileceği belirtiliyor. Nitekim bunun, sadece bilgi ve deneyim paylaşımı için bir araç olabileceği de düşünülüyor.

Facebook Twitthis Furl

Saçlarınız niye dökülüyor biliyor musunuz?


İsrailli bir cildiye uzmanının yaptığı araştırma, çok sık taramanın saç derisini güçlendirmek yerine saç dökülmesine yol açabildiğini ortaya koydu.

Araştırma kapsamında 14 kadın, haftalar boyu her gün tarama sırasında dökülen saç tellerini saydı. Sonuçta, saçın ne kadar fazla taranırsa o kadar fazla döküldüğü ortaya çıktı.

Haaretz gazetesinde yayımlanan araştırmanın sorumlusu Kudüs'teki İbrani Üniversitesinde görevli doktor Alexandre Kirdman, günde iki defa saç tarayan kadınların, günde bir defa saç tarayan kadınlara oranla üç kat fazla saç kaybettiklerini belirtti.

Kirdman, "Sonuç beni şaşırttı, çünkü tıp çevrelerinde tarak kullanımının saç derisindeki kan dolaşımını iyileştirdiği ve saç kaybını azalttığı kabul ediliyordu" dedi

Facebook Twitthis Furl

Michael Jackson 2



O'na neden 'King of Pop' dediklerini merak edenler izlesin. Yıl 1995... Michael Jackson kızkardeşi Janet ile birlikte 7 milyon dolar bütçeyle tüm zamanların en pahalı klibi olan 'Scream' i çekiyor ve tarihe bir de bu şekilde geçiyor. Aradan bu kadar yıl zaman geçmesine rağmen böyle kaliteli ve bugün bile izlenebilen kliplerin nadir olduğunu düşünürsek, 'King of Pop' tanımının Ona ne kadar uyduğunu daha iyi anlayabiliriz zannedersem... Alkışlar sana Kral Michael!

Facebook Twitthis Furl

Michael Jackson


Pop müziğinin efsanevi ismi Michael Jackson'ın beyazlamak için bir dizi estetik ameliyat olduğunu biliriz yıllarca. Fakat Michael Jackson'ın beyazlamak için hiçbir estetik ameliyat olmadığı ve hiçbir extra müdahelede bulunmadığı tıp bilimciler tarafından ortaya çıkarıldı.Michael Jackson'ın başına birçok kişide rastlayabileceğiniz vitiligo hastalığı gelmiştir.Bu hastalığa ilk yakalandığı dönemlerde beyaz lekelerin oluştuğu bölgeleri koyu renk makyajla kapatmıştır. Daha sonra hastalık sebebiyle vücudunun büyük bir kısmı beyazlayınca koyu bölgeleri de açık renk makyajla kapatmaya çalışmıştır. Bu hastalığın teşhisi kendisine ilk olarak 1981 yılında konmuştur. “tüm zamanların en çok satan sanatçısı”, “dünyada şimdiye kadar en çok ödüllendirilen sanatçı”,“şov dünyası tarihindeki en popüler sanatçı” ve pek de tevazu içermeyen bir tabirle “dünyanın en ünlü insanı” ve tabiî ki “The King of Pop(Pop’un kralı) olarak ilan edilen olağanüstü şöhrete sahip birinin başına bu hastalık geldiğinde rant elde etmek için basın bunu görmezden gelip dünyada tek beyazlayan zencinin Michael Jackson olduğunu asparagas haber olarak yazıp çizmiştir.

Facebook Twitthis Furl

Japon gökdelenleri,Mimar SİNAN''ın sistemiyle dikilmiş

1950–60 arası bir tarihte inşaat mühendisi, mimar ve jeofizikçilerden oluşan bir Japon heyeti Türkiye’ye gelmiş. Heyet İmar ve İskân Bakanlığı’ndan izin alarak ülkemizdeki tarihi yapıları incelemeye başlamış. Ayasofya’yı, Yerebatan Sarnıcını filan gezdikten sonra sıra Sinan’ın kalfalık eseri Süleymaniye Camisi´yle Sinan’ın öğrencisi Mimar Davut Ağa’nın eseri Sultanahmet Camisi´ne gelmiş.

Japonlar bu camiler üzerinde günlerce inceleme yapmışlar. Her geçen gün şaşkınlıkları daha da artıyormuş. Çünkü Japonlar daha ilk incelemede camilerin gevşek bir zemin üzerine inşa edildiğini anlamışlar. Ama bunca yıl, bu camilerde bir çatlak dahi olmamasına akıl sır erdirememişler. Bunun üzerine Türkiye programının gerisini tamamen iptal edip, bu iki cami üzerine yoğunlaşmışlar.Araştırmalarının sonucunda herhangi bir sarsıntı sırasında bu iki caminin sabitlenmediğini aksine yerinde oynayarak yıkılmaktan kurtulabildiği ortaya çıkmış. Minareleri incelediklerinde ise şaşkınlıkları ikiye katlanmış. Minarelerin çok daha gelişmiş bir raylı sistem mekanizması üzerine oturtulduğunu ve her yöne yaklaşık 5 derece yatabildiğini görmüşler.

Daha derin araştırma yapmak için Edirne´ye, Sinan’ın ustalık eseri Selimiye Camisi´ne gitmişler. Oradaki olağanüstü sistemleri görünce iyice şaşırmışlar. Selimiye´nin tüm sırlarını aylarını harcayarak çözmüşler. Japonya´ya döndüklerinde ise Sinan’ın sırlarını uygulamaya sokarak şehirlerini Sinan’ın kullandığı sistemlerle kurup muazzam gökdelenler dikmişler. Yani şu an gelişmiş ülkelerin gökdelen yapımında kullanıldıkları çoğu sistem, yüzyıllar önce Sinan’ın geliştirdiği mekanizmalarmış.

Facebook Twitthis Furl

Kar Kristali


Kar tanelerini çıplak gözle inceleyen kişi çok çeşitli biçimlere sahip olduklarını görecektir. Bir metre küp karda 350 milyon tane kar taneciği bulunduğu tahmin edilmektedir.
Kar, sıcaklığın sıfır derecenin altına düşmesiyle meydana gelen yağış şeklidir. Bulutları meydana getiren su buharı sıfır derecenin altındaki sıcaklıklarda donar. Bu donma sonucu su buharı iğne şeklindeki buz kridtalleri halini alır. Bunların birbirlerine birleşmesi sonucunda da düzgün altıgen şeklinde kar kristalleri meydana gelir. Kar kristallerinin bozulmadan yere ulaşmaları için geçtikleri hava tabakalarının sıfır derecenin altında olmalıdır. Aksi takdirde yeryüzüne yağmur olarak yağar. Çok sayıda kar kristali çeşidi olmasına rağmen hepsi altı köşelidir.
Neden tüm kar tanelerinde altıgen simetri vardır ve neden her biri diğerlerinden farklıdır? Kenarları neden düz değil de köşeli bir yapıdadır. Benzer soruların cevaplarını bilim adamları hala çözmeye çalışmaktadırlar. Ancak apaçık ortada olan bir gerçek vardır; Allah yaratmada hiçbir ortağı olmayan, sonsuz güç sahibi olan ve her şeyi örneksiz olarak yaratandır.

Facebook Twitthis Furl

Dünyanın en büyük havuzu


Latin Amerika ülkesi Şili’deki San Alfonso del Mar Oteli’nde açılan havuz Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi.
Tam 1.5 milyar dolara mal olan ve 8 hektar alana yayılan havuzu doldurmak için 2.5 milyon litre su kullanılıyor. Pasifik Okyanusu’nun yanına kurulan havuz, okyanustan alınıp filtrelenen ve gün boyu yenilenen su ile dolduruluyor. Sürekli 26 derecede tutulan havuz, okyanus sıcaklığından 9 derece yüksek olduğu için birçok turist tarafından tercih ediliyor. Ancak havuz çok büyük olduğu için birçok turist içinde şişme botlar ve kanolarla dolaşıyor.

Facebook Twitthis Furl

Yerebatan Sarnıcı


532 yılında imparator Justinianus tarafından inşa ettirilen Yerebatan Sarnıcı, dikdörtgen şeklinde bir alan kaplayan dev bir yapıdır. Sarnıcın içerisinde herbiri 9m yüksekliğinde 336 silindirik sütun bulunmaktadır. Yerebatan Sarnıcı, toplam 9800 metrekare bir alana ve 100.000 ton su depolama kapasitesine sahiptir.

Facebook Twitthis Furl

Arılar neden peteklerini altıgen şeklide yaparlar?


Bal arıları neden peteklerini altıgen şeklide yaparlar? Peteklerin altıgen olmasının faydası nedir?
Bilindiği gibi bal arıları ihtiyaçlarından kat kat fazla bal üretirler ve bunları peteklerde saklarlar.Bir alanın maksimum kullanımı için en uygun geometrik şekil altıgendir. Altıgen hücre, en çok bal depolarken, yapımı için en az balmumu gerektiren şekildir.500 gr balmumundan 35 bin petek yapılıp, içinde 10 kilogram bal saklanır. yapılan petekler kuvvet ve hafiflik bakımından mükemmeldir. Duvarları, santimetrenin 1/500 ü inceliğinde olup kendi ağırlığının 30 katını taşıyabilir. Ayrıca altıgen prizma dışarıdan zorlamaya karşı en dayanıklı şekildir.

Facebook Twitthis Furl

Zeka Küpü


Macar heykeltraş ve mimar Erno Rubik tarafından yaılan Rubik Küpü, ülkemizde daha çok sabır küpü veya zeka küpü adıyla bilinir. Rubik küpü zamanla dünyada en çok satılan oyuncaklar arasında yerini almıştır. Küpün her parçasının kendine özgü renk kombinasyonu vardır. Bulmaca çözüldüğünde küpün bir yüzeyindeki tüm kareler aynı renkte olacaktır.
Rubik Küpünün farklı zorluk düzeylerinde çeşitleri de vardır. 2x2x2 lik cep küpü, 3x3x3 lük standart küp, 5x5x5 lik profesör küpü... 2006 yılında Frank Morris, farklı küpleri deneyerek ve çözerekk dünya şampiyonu olmuştur. Rekor denemeleri arasında 4x4x4 lük küpü 1 dk 10 sn. de, 5x5x5 lik küpü 2 dk.da, 6x6x6 lık küpü 5 dk 37sn. de çözmüştür.

Facebook Twitthis Furl

Üç Boyutlu Gözlük


Günümüzde gelişen ve değişen teknoloji sayesinde artık sinema salonlarının bazılarında 3 boyutlu filmler izlenmeye başlamıştır. Uzmanlar 3 boyutlu filmleri izlerken 3 boyutlu gözlük kullanılmasını önermektedir. 3 boyulu gözlüklerle derinlik yaratılması mümkündür. Bu, sağ ve sol göz için üst üste getirilmiş ve bu renlkerle filtrelenmiş görüntülere bakarak gerçekleşir.
Siz de bir gözlük çerçevesi, kırmızı ve mavi (yeşil de olabilir) saydam kağıt ve makas kullanarak 3 boyutlu gözlük yapabilirsiniz. Gözlük çerçevenizin sağ kısmını kırmızı, sol kısmını mavi (ya da yeşil) kağıt keserek uygun şekilde kaplayın. İşte 3 boyutlu gözlüğünüz hazır.

Facebook Twitthis Furl

Son 50 yılın nüfus artışı

İnsan nüfusu son 50 yılda büyük bir artış göstermiştir. 1950 li yıllarda 2,5 milyar olan küresel nüfus şu an 6,7 milyardır. Yapılan araştırmalar ve tahminler sonucunda bu nüfusun 2025 te 8 milyar, 2050 de isse 9,2 milyar olabileceği söylenmektedir.

Facebook Twitthis Furl

Kuşlar Neden V Şeklinde Uçar?



Kuşlar gelişigüzel bir şekilde değil, sürü halinde uçar. Uçarken de hepsi belirli bir sıraya girer ve havada bir "V" şekli oluşturur. Bu V şekli, karşılaştıkları hava direncini azaltır. Bir kuş kanatlarını arkasında kalan hava yukarı doğru yükselir. Onu izleyen kuşun bu hava yükselişlerinden yararlanması mümkündür. Ancak aynı zamanda birbirlerinin yoluna çıkmamaları için de öndeki kuşun kanatlarının birinin ucu hizasında uçması gerekir. Bu bakımdan göçmen kuşlar içinben avantajlı uçuş biçimi V şeklinde olandır. Böylece harcadıkları enerji miktarını en aza indirirlerç Bu da yaşamlarını sürdürmek için çok uzun mesafeler katetmek zorunda olan göçmen kuşlar için oldukça yararlıdır.
Bu uçuş düzeni o kadar etkilidir ki, kuşlar bu sayede yaklaşık % 23'lük bir enerji tasarrufu sağlar. Bu şekilde, yere indiklerinde fazladan 6-7 gram daha yağları kalmış olur. Bu artan yağ ise gereksiz değildir; rüzgarların ters yönden esmesi durumunda kullanılacak yedek yakıttır .

Facebook Twitthis Furl

Yapraklar Neden Sonbaharda Renk Değiştirir?


Yazın ağaçlara baktığımızda tek bir renk görürsünüz , o da yeşildir. Yeşilin farklı tonlarına rastlamak mümkündür tabii ama sonuçta hepsi de aynı fırçayla boyanmış gibidir. Yapraklarda klorofilden başka, ksantofil( sarı renk verir), antosiyanin (parlak kırmızı rengi verir), karoten (portakala rengini verir) gibi bazı pigmetlerden de çok az miktarda bulunur. Ancak klorofilin baskın oluşu nedeniyle renkler kendi renklerini göstermezler ve yapraklar çoğu zaman yeşil görünürler.
Soğuk günlerin başlaması ve kısalan günlerde güneş ışığının zayıflamasıyla birlikte birçok ağaç
" üretim birimlerini" kapatır. Yapraklardaki besin ,dallara ve gövdeye doğru geri çekilir. Klorofil parçalanmaya başlar ve o yok olurken diğer pigmentler kendilerini gösterme fırsatı bulur ve yapraklar kırmızı ve sarı renklere bürünürler. Son olarak da kurumuş yapraklar düşer ve ağacın dibindeki toprağa besin sağlanmış olur. Sonbaharda başlayan süreç de böylece sona erer.

Tabii ki hep yeşil kalanlar da vardır; bu ağaçlar canlı ve yeşil görünmeye devam ederler. Bunlar yıl boyunca yaz veya kış olsun yapraklarını hiç dökmezler. Bu durum ya güneş ışığının yıl boyunca hemen hemen aynı kaldığı bölgelerde görülür ya da bu ağaçların yapraklarının biçiimi diğer ağaçlardan yapraklarının biçimi diğer ağaçlardan farklıdır. Bu ikinci gruba çam ağaçlarını örnek gösterebiliriz.

Facebook Twitthis Furl

Hamakta Yatmak Neden Rahattır?


Düz bir tabureye oturduğunuzda ,ağırlığınız küçük bir alan üzerine baskı yapar. Rahat sandalyelerin oturacak yerleri genellikle kavisli olur; bu durumda ağırlığınızı daha büyük bir alana yayma olanağına sahip olursunuz. Başka bir şekilde söylersek, birim alana düşen basınç azalır. Yumuşak bir yatağa uzandığımızda , girintili çıkıntılı bir biçimi olan vücudumuzun her tarafı daha düzgün bri şekilde dağılmış olur ve basınç her yerde dağıtılmış olur ve basınç her yerde azalır. Bir hamakta veya yumuşak bir yatakta rahat etmemizin nedeni işte budur.

Facebook Twitthis Furl

Hale Nasıl Oluşur?


Ay'ın çevresindeki hale ışığın kırılımı ve ayrılması sonucu ortaya çıkar. Gökyüzünde beyaz renkli ince bulutlar vardır; bu bulutlar öyle incedir ki Ay'ı onların ardından rahatça görebilirsiniz. Bu ince bulutlar küçük altıgen buz kristallerinden oluşmaktadır. Ay tarafından yansıtılan Güneş ışınları ,bu kristallerin içinden geçerken (bir prizmada olduğu gibi) kırılırlar.
Kırılmaya eşlik eden ayrılma sonucunda renkler ortaya çıkar . Hale pembemsi bir görüntüye sahiptir çünkü pembe renk tayfının ortasında yer alır. Pembeyi rahatlıkla görürüz ancak onu çevreleyen mavi, gökyüzünün mavisi içinde kaynar. Hale, buz kristallerinin halenin merkezi etrafında eşit olarak dağıldığını gösterir biçimde daireseldir.

Facebook Twitthis Furl

Uçak Nasıl Havalanır?


Havalanmanın ardında "Bernaulli ilkesi"(Akışkanlar Mekaniğinin temel ilkesi) yatmaktadır. Bir akışkanın hızı artıkça sıvıdaki basınç azalır. Uçak kanatlarının üst yüzeyleri dışbükey , alt yüzeyleri ise neredeyse düz olarak tasarlanmıştır. Bu da kanadın üst kısmıdaki havanın alttakinden daha hızlı hareket etmesine yol açar. Hava sıkıştırılamaz; kütle ve enerjinin korunumu ilkesi hava içinde geçerlidir. Yani kanadın üst kısmından geçen havanın aynı süre içinde daha uzun bir yol katetmesi gerekir. Bu durumda Bernaulli ilkesi bize kanadın altındaki basıncın üstündekinden daha yüksek olacağını söyler; bu da uçağın havalanmasına olanak verir.
Uygulamada havanın kanatlara yapışmasının ve vizkoz (Akmazlık sonucu ortaya çıkan) kuvvetinin de hesaba katılması gerekir. Aeorodinamik havalanma kuramı bir bütün olarak oldukça karmaşıktır ; ancak kuram içinde kanat çevresindeki hava akışının dalgalı bir hareketle ilerlemesinin etkisi olduğu çok açıktır. Dolaşım hızı kanadın üzerinde havanın akış hızına etki eklenirken , kanadın altında ters yönde bir etki yapar; bu da havalanmayı daha kolay hale getirir.

Hava akımının akışını açık havada koşarken veya rüzgara karşı dururken veya bu ikisinin bir bileşimi olarak rüzgarda koşarken rahatça hissedebilirsiniz. Bu konu için de ilerleyen aylarda CircumSpice'ta ayrıntılı bir araştırma dosyamız yayınlanacaktır.

Facebook Twitthis Furl

Niçin rüzgar eser?


Biliyorsunuz; rüzgar hareket eden havadır. Ama bu harekete sebep olan şey nedir?
Bu, Dünya atmosferinin sabit olmayan sıcaklığıdır.
Güneş, Dünya yüzeyini ısıtırken atmosfer de ısınır. Dünya'nın bazı kısımları güneşten tüm yıl boyunca direkt ışık alırlar ve bu nedenle de hep sıcaktırlar. Soğuk havadan daha hafif olan sıcak hava yükselir ve ardından da soğuk hava hareket eder ve yükselen sıcak havanın yerini alır. Böylece rüzgarlar oluşur.

Facebook Twitthis Furl

Yerçekimi olmasına rağmen bulutlar niçin havada süzülür?


Bulutlar havada süzüldükleri için sanki yerçekimine karşı geliyorlar ve ondan etkilenmiyor gibi gözükürler. Ama aslında yerçekimi bulutları etkiler. Yerçekimi bulutların şeklini ve büyüklüğünü etkiler ve böylece yağmurla karın yere düşmesine neden olur. Bulutlar; göl, nehir, deniz, okyanus ve topraktan buharlaşan suyla oluşur. Sıcak hava ve güneş buharlaşmayı sağlar ve su buharıyla yüklü olan sıcak hava yükselir. Yükseldikçe de genleşir ve soğur. Böylece bulutlar oluşmuş olur. Soğuyan hava sıcak hava kadar çok su buharını bünyesinde tutamaz. Böylece fazla gelen su, yerçekiminin yere çektiği su damlalarına ve buz kristallerine dönüşür.

Facebook Twitthis Furl

Karlar niçin dağların doruklarında kalırlar?


Dağın tepesi güneşe daha yakın olduğundan dorukların daha sıcak olması gerekli değil mi? Oysa ki yükseklere çıkıldıkça hava soğur. Bunun nedeni ise şu: Alçaklardaki yoğun atmosfer tabakası bol miktarda güneş ışınını çeker, oysa yükseklerdeki ince atmosfer tabakası fazla güneş ışığı çekemez. Bu yüzden yükseldikçe ısı düşer. Kar hattı denilen hattın ötesinde kar artık hiç erimez olur.

Facebook Twitthis Furl

Legolar


Küp biçimindeki yapılar, aralarında hiç boşluk kalmayacak şekilde biraraya gelebilirler.
Küpün bu özelliğinden yararlanarak özellikle çocuklar için Legolar üretilmeye başlanmıştır.Legolar, değişik renklerde ve boyutlardaki parçalardan oluşur.
Lego kutusunun içindeki şemaya ve tarife uygun şekilde birleştirilerek arabalar, evler, köprüler, uçaklar... inşaa edilebilir.
Günümüzde çocuklar artık yaratıcılıklarını fazlasıyla geliştirerek robot modelleri de yapmaya başlamışlardır.
Legolarla yapılmış ilginç modellerin resimlerini görmek burayı tıklayınız.

Facebook Twitthis Furl

Pingo


Pingolar, çekirdeğinde buz olan izole edilmiş konik tümseklerdir. Sürekli donmuş haldeki toprak tabakası göller kuruduğu zaman oluşur. Gölün altında topraktaki artık su donar, genişler ve kumdan bir tepecik oluşmasına neden olur.
Kanada'nın batı kutup kıyılarındaki Tuktoyaktuk Peninsula'daki Ibyuk Pingo; yükssekliği 50 m, taban çevre uzunluğu yaklaşık 300 m olan dünyanın en büyük pingosudur. Verilen sayısal değerler göre hacmi 500 metreküptür.

Facebook Twitthis Furl

İglo


İglo, Eskimoların bir kısmının sürekli olarak ya da av sezonlarında geçici olarak yaşadığı sıkıştırılmış kardan evdir. Donmuş kar bloklarının bir kubbe oluşturacak şekilde üst üste dizilmesiyle inşa edilir. İgloların görünümü yarım küre şeklindedir.

Facebook Twitthis Furl

İKİZLER


Tek yumurta ikizlerinin gen yapıları tamamen aynı olduğundan cinsiyetleri, göz renkleri, kan grupları, davranışları farklı olabilir.
Çift yumurta ikizlerinde ise cinsiyet, kan grubu, göz rengi, ten rengi gibi özellikler farklı olabilir. Çift yumurta ikizleri normal kardeşler kadar birbine benzerdir.

Facebook Twitthis Furl