Beyin Mucizesi

Çağımız teknoloji ve iletişim çağı...
Bilgisayarlar ve telefonlar tüm dünyayı birbirine bağlıyor. Bugün yaklaşık 6 milyar insan teknolojinin yardımıyla birbirine ulaşabiliyor... Bilim adamları iletişim teknolojilerini bir adım daha ileriye taşıyabilmek için yeni projeler geliştiriyor... Ancak şu anda yeryüzünde öyle bir iletişim ağı kurulu ki yaklaşık 100 milyar kullanıcı bu iletişim ağı üzerinden sürekli haberleşiyor... Bu kullanıcılar iletişimi kolaylaştırmak için trilyonlarca yeni bağlantı kuruyor... Burada, bilgisayarınızdaki gibi bağlantı sorunları pek yaşanmıyor. Kullanıcılar hiç dinlenmiyor. Burada elektrik kesilmiyor. Burası beyin!..
Sahip olduğunuz bu mükemmel iletişim ağı daha hiçkimse varlığınızdan haberdar değilken kurulmaya başladı... Doğumunuzla birlikte sistem gelişimi hızlandı ve o günden beri kurulan ağların sayısı her geçen gün artıyor... Yaşınız ilerledikçe deneyimleriniz beyninizi, beyniniz de sizi şekillendiriyor. Çevrenizle kurduğunuz ve gelecekte sürdüreceğiniz o güçlü bağı mümkün kılıyor.
Bu belgeselde, insan hayatının en önemli unsurlarından biri olan beynin içindeki o kusursuz ve İlâhî tasarıma, işleyişe tanık olacaksınız...




Facebook Twitthis Furl

Neden Unuturuz?


Uzmanlar, yirmili yaşlardan sonra beynin sadece varolan beyin hücreleri arasındaki bağlantıları arttırarak geliştiğini ve diğer yandan da yavaş yavaş hücre ölümü başladığını belirtiyor. Biz ne kadar çok farklı alanlarla ilgilenir ve entelektüel seviyemizi geliştirmeye çalışırsak beynimizde kendisini o ölçüde geliştiriyor. Fakat yaşlanmayla birlikte ortaya çıkan hücre ölümü nedeniyle giderek kullanmakta olduğumuz hücre havuzu azalıyor. Bu nedenle bir süre sonra beyin yeni bir şeyler öğrenirken bazı tasarruflar yapar ve aslında çok da kullanılmayan bazı bilgileri siler. Öğrenme artık en eskilerin silinip yenilerin kaydedilmesi şeklini alıyor. Dolayısıyla zamanla ortaya çıkan doğal bir unutma süreci yaşanıyor.
Öte yandan özellikle 20-50 yaş arasındaki "unutkanlık" şeklindeki yakınmaların çoğunluğu stres, iş veya ders yoğunluğu, özel yaşamlarda oluşan değişimler (evlenme, boşanma, eşlerden birinin yada aileden birinin kaybı gibi) şeklinde yaşam süresince zaman zaman zorlandığımız anlarda ortaya çıkan, daha çok dikkat eksikliği, konsantrasyon güçlüğü, depresyon gibi sebeplere bağlı gelişiyor.

Facebook Twitthis Furl

Bozuk paraların kenarları neden tırtıllıdır?


Özellikle kağıt para devrinden önce, alışverişte kullanılan paralar altın ve gümüş içeriyorlardı. Her devirde olduğu gibi, o devirde de bulunan bazı düzenbazlar, bu paraları kenarlarından kazıyarak, çok az miktarda da olsa, bu değerli madenleri biriktiriyor, parayı da tekrar kullanabiliyorlardı.
O devirlerde tüccarlar, parayı tartıyorlar ve ağırlığı eksikse kabul etmiyorlardı. Tabii, para da elinizde kalıyordu. Antik para kataloglarında dikkat ederseniz, paraların büyük bir kısmının tam yuvarlak olmadığını görürsünüz.
Bu sorunu çözmek ve halkı eksik paraya karşı korumak için bozuk paraların kenarları tırtıllı yapılmaya başlandı. Bu tırtıllar sayesinde paranın kenarının kazındığı hemen belli oluyordu ve kenarı kazınmış parayı kimse almıyordu.
Bu adet günümüze kadar devam etti. Artık içinde değerli bir maden bulunmamasına rağmen, bozuk paralarımızın kenarlarında ya tırtıl ya da bir yazı vardır.

Günümüzde madeni paralar 'bozukluk' veya 'ufaklık' adı altında sadece küsuratları ödemede kullanılıyor. Bozuk paralar da para olma niteliklerini kanundan almalarına rağmen, kullanılmalarında bazı sınırlamalar vardır.
Gerek kağıt, gerekse madeni para olsun, her ikisiyle de yapılan ödemeleri kabul etmemek mümkün değildir. Buna 'Kanuni Tedavül Mecburiyeti' denilir ki, kağıt paralarda bu mecburiyet sınırsızdır. Ödenen miktar ne kadar büyük olursa olsun, bunu karşı taraf kabul etmek mecburiyetindedir.
Madeni paraların ise mecburiyeti sınırlıdır. En çok üzerlerinde yazan değerin 50 katını tamamen bozuk para ile ödeyebilirsiniz. Örneğin 50 bin liralıklarla, 2,5 milyona kadar ödemelerinizi yapabilirsiniz ama daha fazlasını da bozuk para ile ödeme isteğinizi karşı taraf kabul etmeyebilir.
Kağıt paraların Merkez Bankası tarafından basıldığı bilinir de, madeni paraları Maliye Bakanlığı'nın çıkardığı pek bilinmez. Madeni paraların toplam para stoku içindeki oranı da yaklaşık yüzde l civarındadır.
Hiç dikkat ettiniz mi? İnsan yüzleri kağıt paralarda önden, madeni paralarda ise yandandır. Madeni paralarda yer çok küçük olduğundan, kabartma tekniği ile bir yüzün tam detayını vermek mümkün olamamaktadır. Yandan bir profil kişiyi daha iyi tanınır kılmaktadır.

Facebook Twitthis Furl

Yapıştırıcılar nasıl yapıştırıyor?


Yapıştırıcıların sağladığı yapıştırma olayı aslında kimyasal reaksiyondan başka bir şey değildir. Günümüzde imalâtçılar yapıştırıcıları sentetik malzemeler kullanarak yaparlar. Yapıştırma olayında benzer ya da iki malzemeden iki madde, bir de yapışkan gerekir. Burada en önemli görev yapıştırıcıdadır. Yapıştırıcı moleküllerinin diğer iki madde molekülleri ile birleşme eğilimi gösterir bir yapıda olması gerekir.

Facebook Twitthis Furl

Kuşlar nasıl konuşabiliyor?


Her insan ağzıyla konuşur ama konuşabilmeyi sağlayan asıl organ beyindir. Beyinde oluşan düşünceler dilimize ve dudaklarımıza aktarılır. Hayvanlar bu nedenle konuşamaz. Papağan ve benzeri kuşların yaptıkları konuşma değil, mükemmel bir ses tınısı ezberi ve tekrardır. Sesleri ezberler ve taklit ederler. Kuşların ses organları memeli hayvanlardan farklı olarak gırtlakta değil göğüs kafeslerinin dibinde, karın boşluğunun derinliklerindedir. Kuşların doğasında ses taklit yeteneği vardır. Doğayla içiçe yaşarken diğer kuşların seslerini taklit ederek bir çeşit iletişim sağlarlar.

Facebook Twitthis Furl

Kediler balık ve sütü niçin severler?


Kedilerin sudan hoşlanmadığı bilinir. Ama aslında kediler çok iyi yüzerler. Hava şartlarından dolayı ve de tembelliklerinden suya girmeyi sevmezler. Ev kedisinin balık sevmesinin yanında kuşlara ve farelere olan düşkünlüğünün nedeni evcilleştirilmeden önce Mısır'da Nil vadisinde balık, kurbağa, küçük kuş ve fareleri avlayarak yaşamış olmasıdır. Zaten eski Mısırlılar kedileri fare avcıları olduğu için evcilleştirmişlerdir. Günümüzde kedinin kuzey Hindistan ve Güneydoğu Asya'da yaşayan türleri ırmakların kenarlarında balık avlayarak yaşamaktadır. Patileri ile balıkları sudan dışarı atar, gerekirse suya tamamen girerler. Eski Mısır'da kedi bakıcıları onları ekmek ve sütle beslemişlerdir. Kedilerin süt zevkinin de Mısırlı bakıcılarının yarattığı beslenme alışkanlığından kaynaklanmaktadır.

Facebook Twitthis Furl

Kumaşlar yıkandıktan sonra niçin çeker?


Aslında kumaş ıslanınca lifler şiştiğinden kumaşın biraz uzaması gerekmektedir. Ama bükümlerin açılarındaki deformasyonun yaptığı çekme kuvveti daha fazla olduğundan sonuçta kumaş boydan kısalır. Kumaş yıkandıktan sonra kurutulduğunda şişmiş lifler eski durumlarına gelirler. Ama kumaş ilk ölçülerine dönemez. Su, yüksek ısı, çalkalama, sabun hepsi kumaşın çekmesini kolaylaştırır. Kumaş birkaç kez yıkandıktan sonra ölçüleri belli bir dengeye ulaşır ve ondan sonra yıkandığında çekmez.

Facebook Twitthis Furl

Bardaktaki buzlar niçin birbirlerine yapışırlar?


Buzun erimesi için yalnızca sıcaklık değil basınç da önemlidir. Dağlardaki buzulların kayma nedeni de budur. Basınçla alt tabaka erir ve kayma oluşur. Bir kabın içinde ya da bir bardakta üstüste duran buzların herbiri altındakine değdiği noktada bir basınç oluşturur ve bu noktada çok küçük kısım erir.Buradan hareket eden su çok az yanda iki buz küpçüğünün birleştiği noktada tekrar donar. İki buz parçası kaynak yapılmışcasına birbirlerine yapışır ve orada bir daha erime olmaz.

Facebook Twitthis Furl

Hurmanın Bilinmeyen Yönleri


İftar sofralarının vazgeçilmez yiyeceği hurmanın kalp ve damar hastalıklarından korunmada etkili rol oynadığını, kansere karşı koruyucu olduğunu, boğaz ağrısını kestiğini, bronşit, öksürük ve soğuk algınlığı şikayetlerini giderdiğini biliyor muydunuz.
Uzmanlar, hurmanın lif, mineral ve fenol açısından oldukça zengin bir besin maddesi olduğunu belirtti. Kalp dostu olarak bilinen elmada daha çok bakır ve çinko bulunurken, hurmada sodyum, potasyum, magnezyum, kalsiyum ve demirin 2 kat daha fazla olduğu, düzenli yenilmesi halinde, kalp ve damar hastalıkları riskini azalttığı ifade edildi.
Yaklaşık yüzde 20 nem ihtiva eden taze hurmada yüzde 60-65 seker ve yüzde 2 protein, kurumuşunda ise yüzde 75-85 civarında şeker olduğunu hatırlatan uzmanlar, hurmanın faydalarını şöyle sıraladı:
-Orucun hurma ile açılması halinde, oruçtan dolayı insanın üzerinde oluşan halsizliği hurma birden giderir.
-Mineraller açısından oldukça zengindir. İçeriğinde kalsiyum, potasyum, demir, B vitamini bulunmaktadır.
-Hurma ayrıca A vitamini, betakaroten, B1, B2, B3 ve B6 vitaminlerini de içerir.
-Hurma folik asit açısından da çok zengin bir besin türüdür.
-Hurma bedeni ve zihni gelişmeyi sağlar.
-Kansere karşı koruyucu olduğu bilinir.
-Boğaz ağrısını geçirir.
-Bronşit, öksürük ve soğuk algınlığı şikayetlerini giderir.
-Kemik hastalıklarında faydalıdır.
-Hurmada insan vücuduna bol miktarda hareket ve ısı enerjisi kazandıran, vücutta parçalanıp kullanılması kolay olan bir şeker türü bulunmaktadır.

Facebook Twitthis Furl

İnternette güçlü şifre oluşturmanın yolları


Hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan İnternet, artık gerçek hayatta gerçekleştirilen birçok aktivitenin kendisi üzerinden de yapılabilmesine olanak sağlayan, büyük bir portal. Ancak internet, tüm bu avantajlarına rağmen tehdit unsurlarıyla da kullanıcıların canını fazlasıyla yakabiliyor.

Virüsler, Trojan'ler, Worm'lar ve diğer malware'ler, yer yer kullanıcıların korkulu kabusu haline gelebiliyor. Bu nedenle internete bağlanan her bilgisayarın bu zararlılardan korunmak için bazı güvenlik yazılımlarıyla donatılması gerekiyor. Ancak iş, güvenlik yazılımlarını bilgisayarlara kurmakla bitmiyor elbette. Daha da önemlisi, kullanıcıların bilinçli bir şekilde internette dolaşması ve tehdit unsurlarını doğrudan bilgisayarlarına ulaşmasının önüne geçmesi... Peki güvenli bir şifre nasıl oluşturulur? İşte birkaç ipucu...

Şifreleriniz kaç karakter uzunluğunda olmalı?

Güçlü bir şifre oluşturmak istiyorsanız, öncelikle şifrenizin yeteri kadar uzun olup olmadığına dikkat etmelisiniz. Şöyle ki, 5 ya da 6 karakterli bir şifre oluşturmak, şifrenizin güvenliği için büyük bir zafiyettir ve hacker olmayan herhangi bir kullanıcı bile (lamer gibi) bu tür şifreleri kolayca çalabilmektedir.

Bundan dolayı, şifre oluştururken öncelikle şifrelerin en az 8 karakterden oluşmasına dikkat etmek gerekiyor. Tabii iş, 8 karakter uzunluğuyla da sınırlı kalmamalı. Bunun yanında şifrenizin rakam ve sembolleri de içermesi (5, 6, @ gibi) son derece önemli. Bu tür farklı harf/rakam/sembol kombinasyonunu şifrenizde kullandığınızda, şifrenizin güvenliğinin maksimum düzeye ulaşacağına emin olabilirsiniz.

Cümlelerin baş harfini kullanın

Şifre oluşturanların en büyük dertlerinden biri, şifrelerini daha sonra unutabilme olasılığıdır. Bu sebeple şifre oluşturma aşamasındayken, şifrenizi aklınızda kalıcı bir yer edinebilecek harf veya sayılardan oluşturmanız gerekiyor.

Bu bağlamda şifre oluştururken aklınızda kuracağınız bir cümlenin baş harflerini kullanarak da şifrenizi istediğiniz şekilde hazırlayabilirsiniz. Örneğin, "Benim İlkokul hocam Kamil Dönmez Er'dir" tümcesini ele alalım. Buradaki cümleyi çok iyi bildiğinizi ve unutmanızın çok zor olduğunu varsayalım. Bu şekilde şifremizi oluştururken "bihkde" harf kombinasyonuna ulaşırız.

Böylece çok iyi bildiğiniz bir tümcenin baş harflerini kullanmak suretiyle yepyeni ve güvenli bir şifreyi medyana getirebilirsiniz.

Cümleleri olduğu gibi şifre yapın

Ancak cümlelerin baş harfini kullanmak sizi tatmin etmemiş olabilir. Eğer farklı yöntem arıyorsanız, aklınızda kuracağınız herhangi bir cümleyi, olduğu gibi şifrenizi oluştururken de kullanabilirsiniz.

"Benİstanbulageldiğimde12yaşındaydım" gibi çok iyi bildiğiniz cümleler, bu konuda size fazlasıyla faydalı olacaktır. Yine de, dikkat edeceğiniz üzere cümlemizi yazarken karakterlerin arasında boşluk bırakmamaya veya özel işaretler (kesme işareti gibi) kullanmamaya özen gösterdik. Bunun sebebi ise bu tür işaretlerin bazı bilgisayarlarda problem çıkarabilme olasılığıdır.

Sonuç olarak bu tür uzun cümlelerle de kendi özel ve uzun şifrenizi kolayca oluşturabilirsiniz.

Sizin için özel olanları şifrenizde kullanın

Tüm bunların dışında, şifre oluştururken hayatımızda yer eden bazı eşya veya kelimelere de şifremizde yer verebilir.

Mesela gittiğiniz üniversitede sevdiğiniz bir hocanın ismini, uzun yıllar kullandığınız cep telefonunuzun modelini (marka ismi olmaksızın) ve en sevdiğiniz çizgi film karakterinin ismini bir araya getirecek orijinal bir şifre oluşturabilmeniz mümkün.

Örnek vermek gerekirse, "elif6600örümcekadam" şeklinde bir şifre oluşturduğunuzda, bu şifrenizin başkalarında bulunması son derece güç olacaktır. Ancak dilerseniz, bu şifreyi oluştururken de @ gibi özel sembollerden de faydalanabilirsiniz.

Parola oluşturucusunu kullanın

Tüm bu adımları bir yana bırakalım ve başımızı iki elimizin arasına alıp düşünelim: "Kendi oluşturduğum şifreye pek güvenemiyorum, bu konuda bana yardımcı olacak bir yazılım olsa ne iyi olurdu."

Doğrusu, bu tür bir düşünce aklınızdan geçtiyse size müjdeyi hemen verelim: Evet, böyle bir program var; hatta birden fazla var. Kullanıcıların kendi başlarına oluşturduğu şifreler bazen kullanıcıları tatmin etmeyebiliyor. Bu tip durumlarda ise özel şifre oluşturma programları veya portalları devreye giriyor ve kullanıcıların isteğine göre, son derece spesifik ve güçlü bir parola meydana getirilebiliyor.(chip)

Facebook Twitthis Furl

Bilimin Çözemediği Gizemli İnsan Davranışları

DNA'yı çözen bilim bazı insan davranışlarını açıklayamıyor.

Atomu bölen, insanın aya kadar gitmesini sağlayan ve hatta DNA'sını çözen bilim, insanoğlunun bazı gizemli davranışlarını açıklamak konusunda yetersiz kalıyor.
İngiliz The Daily Telegraph gazetesinde yayımlanan habere göre, The New Scientist dergisi, insanların, bilim dünyasının açıklayamadığı davranışlarını sıraladı.

Nedenlerine ilişkin değişik teorilere de yer verilen listede şu davranış biçimleri sıralandı:

Yüz kızarması: İngiliz doğa tarihçisi Charles Darwin, insanın yalan söylediğinde diğerlerinin bunu anlamasını sağlamak için yüzünün kızaracağı şekilde evrimleştiği teorisiyle açıklamaya çalıştı. Bazı bilim adamları ise bunun zayıflığı ifşa ederek, olaylarla yüzleşmeye ya da daha içten davranmaya yardımcı olduğu fikrini savundu.

Kahkaha atmak: İnsanın ruh halini iyileştiren endorfin hormonu nedeniyle güldüğü düşünülüyor. Ancak 10 yıllık bir araştırmanın sonuçları, insanın espriden çok vasat sözler karşısında kahkaha attığını ortaya koyuyor.

Öpüşmek: Tüm toplumlarda görülmeyen, bu doğrultuda genetik olamayacağı yargısına varılan öpücük, emzirme ve eski insanların çocuklarını ağızlarıyla besleme alışkanlıklarıyla ilişkilendiren teorilere bağlanıyor.

Rüya görmek: Avusturyalı nörolog Sigmund Freud’un, rüyaların bilinç altını yansıttığına ilişkin teorisine şüpheyle yaklaşılıyor. Rüyanın, genel olarak hisleri yansıttığı söylenebilir, ancak garip düşler görülmesinin nedeni henüz tam olarak açıklanamadı.

Batıl inançlar: Dinin, bir anlam taşımayan, tuhaf, ancak rahatlatan alışkanlıklar olarak nitelendirilen batıl inançları tetiklediği düşünülüyor.

Burun karıştırmak: Her dört gençten biri, günde ortalama 4 kez burnunu karıştırıyor ve bunun nedeni bilinmiyor. Burun karıştırmanın, bağışıklık sistemini güçlendirdiğine inananlar var.

Ergenlik: Diğer hiçbir hayvanın bu dönemden geçmediğine dikkati çekiliyor. Bazı bilim adamları bu dönemin, insan beyninin olgunluk çağına geçmeden önce kendini yeniden düzenlemesine yardımcı olduğunu ya da gelecekteki sorumluluk dolu yıllar öncesinde insanın, davranış biçimleri açısından kendini denemesine izin verdiğini düşünüyor.

Fedakarlık yapmak: Bu davranışın, insanlar arasındaki bağların geliştirilmesine yönelik olabileceği gibi sadece keyif verdiği için yapılabileceği savunuluyor.

Sanatsal faaliyetler: Dans etmekten, heykel tıraşlığa tüm sanat biçimlerinin, kişinin kendisini gösterme ve beğendirme isteğinden kaynaklanabileceği belirtiliyor. Nitekim bunun, sadece bilgi ve deneyim paylaşımı için bir araç olabileceği de düşünülüyor.

Facebook Twitthis Furl

Saçlarınız niye dökülüyor biliyor musunuz?


İsrailli bir cildiye uzmanının yaptığı araştırma, çok sık taramanın saç derisini güçlendirmek yerine saç dökülmesine yol açabildiğini ortaya koydu.

Araştırma kapsamında 14 kadın, haftalar boyu her gün tarama sırasında dökülen saç tellerini saydı. Sonuçta, saçın ne kadar fazla taranırsa o kadar fazla döküldüğü ortaya çıktı.

Haaretz gazetesinde yayımlanan araştırmanın sorumlusu Kudüs'teki İbrani Üniversitesinde görevli doktor Alexandre Kirdman, günde iki defa saç tarayan kadınların, günde bir defa saç tarayan kadınlara oranla üç kat fazla saç kaybettiklerini belirtti.

Kirdman, "Sonuç beni şaşırttı, çünkü tıp çevrelerinde tarak kullanımının saç derisindeki kan dolaşımını iyileştirdiği ve saç kaybını azalttığı kabul ediliyordu" dedi

Facebook Twitthis Furl

Michael Jackson 2



O'na neden 'King of Pop' dediklerini merak edenler izlesin. Yıl 1995... Michael Jackson kızkardeşi Janet ile birlikte 7 milyon dolar bütçeyle tüm zamanların en pahalı klibi olan 'Scream' i çekiyor ve tarihe bir de bu şekilde geçiyor. Aradan bu kadar yıl zaman geçmesine rağmen böyle kaliteli ve bugün bile izlenebilen kliplerin nadir olduğunu düşünürsek, 'King of Pop' tanımının Ona ne kadar uyduğunu daha iyi anlayabiliriz zannedersem... Alkışlar sana Kral Michael!

Facebook Twitthis Furl

Michael Jackson


Pop müziğinin efsanevi ismi Michael Jackson'ın beyazlamak için bir dizi estetik ameliyat olduğunu biliriz yıllarca. Fakat Michael Jackson'ın beyazlamak için hiçbir estetik ameliyat olmadığı ve hiçbir extra müdahelede bulunmadığı tıp bilimciler tarafından ortaya çıkarıldı.Michael Jackson'ın başına birçok kişide rastlayabileceğiniz vitiligo hastalığı gelmiştir.Bu hastalığa ilk yakalandığı dönemlerde beyaz lekelerin oluştuğu bölgeleri koyu renk makyajla kapatmıştır. Daha sonra hastalık sebebiyle vücudunun büyük bir kısmı beyazlayınca koyu bölgeleri de açık renk makyajla kapatmaya çalışmıştır. Bu hastalığın teşhisi kendisine ilk olarak 1981 yılında konmuştur. “tüm zamanların en çok satan sanatçısı”, “dünyada şimdiye kadar en çok ödüllendirilen sanatçı”,“şov dünyası tarihindeki en popüler sanatçı” ve pek de tevazu içermeyen bir tabirle “dünyanın en ünlü insanı” ve tabiî ki “The King of Pop(Pop’un kralı) olarak ilan edilen olağanüstü şöhrete sahip birinin başına bu hastalık geldiğinde rant elde etmek için basın bunu görmezden gelip dünyada tek beyazlayan zencinin Michael Jackson olduğunu asparagas haber olarak yazıp çizmiştir.

Facebook Twitthis Furl