Hurmanın Bilinmeyen Yönleri


İftar sofralarının vazgeçilmez yiyeceği hurmanın kalp ve damar hastalıklarından korunmada etkili rol oynadığını, kansere karşı koruyucu olduğunu, boğaz ağrısını kestiğini, bronşit, öksürük ve soğuk algınlığı şikayetlerini giderdiğini biliyor muydunuz.
Uzmanlar, hurmanın lif, mineral ve fenol açısından oldukça zengin bir besin maddesi olduğunu belirtti. Kalp dostu olarak bilinen elmada daha çok bakır ve çinko bulunurken, hurmada sodyum, potasyum, magnezyum, kalsiyum ve demirin 2 kat daha fazla olduğu, düzenli yenilmesi halinde, kalp ve damar hastalıkları riskini azalttığı ifade edildi.
Yaklaşık yüzde 20 nem ihtiva eden taze hurmada yüzde 60-65 seker ve yüzde 2 protein, kurumuşunda ise yüzde 75-85 civarında şeker olduğunu hatırlatan uzmanlar, hurmanın faydalarını şöyle sıraladı:
-Orucun hurma ile açılması halinde, oruçtan dolayı insanın üzerinde oluşan halsizliği hurma birden giderir.
-Mineraller açısından oldukça zengindir. İçeriğinde kalsiyum, potasyum, demir, B vitamini bulunmaktadır.
-Hurma ayrıca A vitamini, betakaroten, B1, B2, B3 ve B6 vitaminlerini de içerir.
-Hurma folik asit açısından da çok zengin bir besin türüdür.
-Hurma bedeni ve zihni gelişmeyi sağlar.
-Kansere karşı koruyucu olduğu bilinir.
-Boğaz ağrısını geçirir.
-Bronşit, öksürük ve soğuk algınlığı şikayetlerini giderir.
-Kemik hastalıklarında faydalıdır.
-Hurmada insan vücuduna bol miktarda hareket ve ısı enerjisi kazandıran, vücutta parçalanıp kullanılması kolay olan bir şeker türü bulunmaktadır.

Facebook Twitthis Furl

İnternette güçlü şifre oluşturmanın yolları


Hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan İnternet, artık gerçek hayatta gerçekleştirilen birçok aktivitenin kendisi üzerinden de yapılabilmesine olanak sağlayan, büyük bir portal. Ancak internet, tüm bu avantajlarına rağmen tehdit unsurlarıyla da kullanıcıların canını fazlasıyla yakabiliyor.

Virüsler, Trojan'ler, Worm'lar ve diğer malware'ler, yer yer kullanıcıların korkulu kabusu haline gelebiliyor. Bu nedenle internete bağlanan her bilgisayarın bu zararlılardan korunmak için bazı güvenlik yazılımlarıyla donatılması gerekiyor. Ancak iş, güvenlik yazılımlarını bilgisayarlara kurmakla bitmiyor elbette. Daha da önemlisi, kullanıcıların bilinçli bir şekilde internette dolaşması ve tehdit unsurlarını doğrudan bilgisayarlarına ulaşmasının önüne geçmesi... Peki güvenli bir şifre nasıl oluşturulur? İşte birkaç ipucu...

Şifreleriniz kaç karakter uzunluğunda olmalı?

Güçlü bir şifre oluşturmak istiyorsanız, öncelikle şifrenizin yeteri kadar uzun olup olmadığına dikkat etmelisiniz. Şöyle ki, 5 ya da 6 karakterli bir şifre oluşturmak, şifrenizin güvenliği için büyük bir zafiyettir ve hacker olmayan herhangi bir kullanıcı bile (lamer gibi) bu tür şifreleri kolayca çalabilmektedir.

Bundan dolayı, şifre oluştururken öncelikle şifrelerin en az 8 karakterden oluşmasına dikkat etmek gerekiyor. Tabii iş, 8 karakter uzunluğuyla da sınırlı kalmamalı. Bunun yanında şifrenizin rakam ve sembolleri de içermesi (5, 6, @ gibi) son derece önemli. Bu tür farklı harf/rakam/sembol kombinasyonunu şifrenizde kullandığınızda, şifrenizin güvenliğinin maksimum düzeye ulaşacağına emin olabilirsiniz.

Cümlelerin baş harfini kullanın

Şifre oluşturanların en büyük dertlerinden biri, şifrelerini daha sonra unutabilme olasılığıdır. Bu sebeple şifre oluşturma aşamasındayken, şifrenizi aklınızda kalıcı bir yer edinebilecek harf veya sayılardan oluşturmanız gerekiyor.

Bu bağlamda şifre oluştururken aklınızda kuracağınız bir cümlenin baş harflerini kullanarak da şifrenizi istediğiniz şekilde hazırlayabilirsiniz. Örneğin, "Benim İlkokul hocam Kamil Dönmez Er'dir" tümcesini ele alalım. Buradaki cümleyi çok iyi bildiğinizi ve unutmanızın çok zor olduğunu varsayalım. Bu şekilde şifremizi oluştururken "bihkde" harf kombinasyonuna ulaşırız.

Böylece çok iyi bildiğiniz bir tümcenin baş harflerini kullanmak suretiyle yepyeni ve güvenli bir şifreyi medyana getirebilirsiniz.

Cümleleri olduğu gibi şifre yapın

Ancak cümlelerin baş harfini kullanmak sizi tatmin etmemiş olabilir. Eğer farklı yöntem arıyorsanız, aklınızda kuracağınız herhangi bir cümleyi, olduğu gibi şifrenizi oluştururken de kullanabilirsiniz.

"Benİstanbulageldiğimde12yaşındaydım" gibi çok iyi bildiğiniz cümleler, bu konuda size fazlasıyla faydalı olacaktır. Yine de, dikkat edeceğiniz üzere cümlemizi yazarken karakterlerin arasında boşluk bırakmamaya veya özel işaretler (kesme işareti gibi) kullanmamaya özen gösterdik. Bunun sebebi ise bu tür işaretlerin bazı bilgisayarlarda problem çıkarabilme olasılığıdır.

Sonuç olarak bu tür uzun cümlelerle de kendi özel ve uzun şifrenizi kolayca oluşturabilirsiniz.

Sizin için özel olanları şifrenizde kullanın

Tüm bunların dışında, şifre oluştururken hayatımızda yer eden bazı eşya veya kelimelere de şifremizde yer verebilir.

Mesela gittiğiniz üniversitede sevdiğiniz bir hocanın ismini, uzun yıllar kullandığınız cep telefonunuzun modelini (marka ismi olmaksızın) ve en sevdiğiniz çizgi film karakterinin ismini bir araya getirecek orijinal bir şifre oluşturabilmeniz mümkün.

Örnek vermek gerekirse, "elif6600örümcekadam" şeklinde bir şifre oluşturduğunuzda, bu şifrenizin başkalarında bulunması son derece güç olacaktır. Ancak dilerseniz, bu şifreyi oluştururken de @ gibi özel sembollerden de faydalanabilirsiniz.

Parola oluşturucusunu kullanın

Tüm bu adımları bir yana bırakalım ve başımızı iki elimizin arasına alıp düşünelim: "Kendi oluşturduğum şifreye pek güvenemiyorum, bu konuda bana yardımcı olacak bir yazılım olsa ne iyi olurdu."

Doğrusu, bu tür bir düşünce aklınızdan geçtiyse size müjdeyi hemen verelim: Evet, böyle bir program var; hatta birden fazla var. Kullanıcıların kendi başlarına oluşturduğu şifreler bazen kullanıcıları tatmin etmeyebiliyor. Bu tip durumlarda ise özel şifre oluşturma programları veya portalları devreye giriyor ve kullanıcıların isteğine göre, son derece spesifik ve güçlü bir parola meydana getirilebiliyor.(chip)

Facebook Twitthis Furl

Bilimin Çözemediği Gizemli İnsan Davranışları

DNA'yı çözen bilim bazı insan davranışlarını açıklayamıyor.

Atomu bölen, insanın aya kadar gitmesini sağlayan ve hatta DNA'sını çözen bilim, insanoğlunun bazı gizemli davranışlarını açıklamak konusunda yetersiz kalıyor.
İngiliz The Daily Telegraph gazetesinde yayımlanan habere göre, The New Scientist dergisi, insanların, bilim dünyasının açıklayamadığı davranışlarını sıraladı.

Nedenlerine ilişkin değişik teorilere de yer verilen listede şu davranış biçimleri sıralandı:

Yüz kızarması: İngiliz doğa tarihçisi Charles Darwin, insanın yalan söylediğinde diğerlerinin bunu anlamasını sağlamak için yüzünün kızaracağı şekilde evrimleştiği teorisiyle açıklamaya çalıştı. Bazı bilim adamları ise bunun zayıflığı ifşa ederek, olaylarla yüzleşmeye ya da daha içten davranmaya yardımcı olduğu fikrini savundu.

Kahkaha atmak: İnsanın ruh halini iyileştiren endorfin hormonu nedeniyle güldüğü düşünülüyor. Ancak 10 yıllık bir araştırmanın sonuçları, insanın espriden çok vasat sözler karşısında kahkaha attığını ortaya koyuyor.

Öpüşmek: Tüm toplumlarda görülmeyen, bu doğrultuda genetik olamayacağı yargısına varılan öpücük, emzirme ve eski insanların çocuklarını ağızlarıyla besleme alışkanlıklarıyla ilişkilendiren teorilere bağlanıyor.

Rüya görmek: Avusturyalı nörolog Sigmund Freud’un, rüyaların bilinç altını yansıttığına ilişkin teorisine şüpheyle yaklaşılıyor. Rüyanın, genel olarak hisleri yansıttığı söylenebilir, ancak garip düşler görülmesinin nedeni henüz tam olarak açıklanamadı.

Batıl inançlar: Dinin, bir anlam taşımayan, tuhaf, ancak rahatlatan alışkanlıklar olarak nitelendirilen batıl inançları tetiklediği düşünülüyor.

Burun karıştırmak: Her dört gençten biri, günde ortalama 4 kez burnunu karıştırıyor ve bunun nedeni bilinmiyor. Burun karıştırmanın, bağışıklık sistemini güçlendirdiğine inananlar var.

Ergenlik: Diğer hiçbir hayvanın bu dönemden geçmediğine dikkati çekiliyor. Bazı bilim adamları bu dönemin, insan beyninin olgunluk çağına geçmeden önce kendini yeniden düzenlemesine yardımcı olduğunu ya da gelecekteki sorumluluk dolu yıllar öncesinde insanın, davranış biçimleri açısından kendini denemesine izin verdiğini düşünüyor.

Fedakarlık yapmak: Bu davranışın, insanlar arasındaki bağların geliştirilmesine yönelik olabileceği gibi sadece keyif verdiği için yapılabileceği savunuluyor.

Sanatsal faaliyetler: Dans etmekten, heykel tıraşlığa tüm sanat biçimlerinin, kişinin kendisini gösterme ve beğendirme isteğinden kaynaklanabileceği belirtiliyor. Nitekim bunun, sadece bilgi ve deneyim paylaşımı için bir araç olabileceği de düşünülüyor.

Facebook Twitthis Furl

Saçlarınız niye dökülüyor biliyor musunuz?


İsrailli bir cildiye uzmanının yaptığı araştırma, çok sık taramanın saç derisini güçlendirmek yerine saç dökülmesine yol açabildiğini ortaya koydu.

Araştırma kapsamında 14 kadın, haftalar boyu her gün tarama sırasında dökülen saç tellerini saydı. Sonuçta, saçın ne kadar fazla taranırsa o kadar fazla döküldüğü ortaya çıktı.

Haaretz gazetesinde yayımlanan araştırmanın sorumlusu Kudüs'teki İbrani Üniversitesinde görevli doktor Alexandre Kirdman, günde iki defa saç tarayan kadınların, günde bir defa saç tarayan kadınlara oranla üç kat fazla saç kaybettiklerini belirtti.

Kirdman, "Sonuç beni şaşırttı, çünkü tıp çevrelerinde tarak kullanımının saç derisindeki kan dolaşımını iyileştirdiği ve saç kaybını azalttığı kabul ediliyordu" dedi

Facebook Twitthis Furl