Helikopterlerin arka pervaneleri ne işe yarar?


Günümüz taşıtları içinde en çok yönlü ve şaşırtıcı olanı helikopterdir.

Üç boyutta da hareket edebilmesi, hemen hemen her yere gidebilmesi nedenleri ile uçaklarla yapılamayan birçok özel görevlerde de kullanılabilirler.

Ancak helikopterlerin uçma me- kanizmaları uçaklara göre oldukça karışık, üretim maliyetleri de daha yüksektir.

Helikopterleri uçaklardan ayıran önemli özellikler, havada asılı durabilmeleri, kendi eksenleri etrafında döne-bilmeleri ve geri geri uçabilmeleridir.

Uçaklarda gerekli gücü motor sağlar ama asıl havada kalabilmelerini sağlayan kanatlarıdır.

Helikopterlerde ise havada kalmayı sağlayan motora bağlı pervanelerdir.

Onları bir çeşit dönen kanat olarak düşünebiliriz.

Bir helikopterde iki veya daha fazla kanat olabilir.

Kanatlara hafif bir açı verilip, ana motor çalıştırılınca, dönen kanatlar helikopteri kaldırmaya çalışır.

Yerde iken sorun yoktur ama havalanınca helikopterin gövdesi, pervanenin dönüş yönünün tersine dönmeye başlar.

İşte burada bu hareketi durdurabilecek ilave bir güce ihtiyaç vardır.

Bu ilave gücü sağlamanın en kolay yolu, dönüş yönüne dik ilave bir pervane koymaktır.

Buna kuyruk rotoru denilir.

Kuyruk rotoru aynen uçak pervanesi gibi bir itiş gücü yaratır ve helikopterin gövdesinin dönmesini dengeleyerek sabit kalmasını sağlar.

Kuyruktaki pervaneyi döndüren ayrı bir motor yoktur.

Hareketini ana motordan bir şaft ile alır ve altındaki dişli kutusu vasıtası ile dönmesi gereken devirde döner.

Helikopterleri tam olarak kontrol edebilmek için ana ve kuyruk pervanelerinin ayarlanabilir olmaları gerekir.

Kuyruk pervanesinde kanatların eğimlerinin, yani açılarının ayarlanması ile helikopterin kendi ekseni etrafında dönebilmesi sağlanır.

Ana pervane ise çok önemlidir.

Yükseklik değiştirmeyi, ileri ve geri gitmeyi, dönmeyi o sağlar.

Bunun için de inanılmaz derecede dayanıklı olması gerekir.

İşin asıl sırrı ise ana pervanenin dönen kanatlarının eğiklik açılarının bir tam tur süresince değişmesidir.

Helikopterlerin havada hareketsiz kalabilmeleri için pervanelerin açılan da sabit olmalıdır.

Bu açılan tüm kanatlarda aynı an- da değiştirmekle alçalma ve yükselme sağlanır.

Kanatlar arkaya geldiklerinde açılan büyük, öne geldiklerinde daha küçük ise ileri doğru hareket, tersi durumda da geriye doğru hareket sağlanır.

Facebook Twitthis Furl

Bir diş sarımsak bakın nelere kadir...


Sarımsak eski çağlardan beri çok kuvvetli bir antibiyotik olarak kullanılan bir bitki. Daha doğru bitki değil tam bir ilaç. Ama sarımsak yiyemeyen veya kokusundan rahatsız olanlar için aynı oranda yarar sağlayan sarımsak yağını kullanabilirsiniz.

Sarımsak Yağının Faydaları:


Mikrop öldürücüdür. Kandaki kolesterol miktarını ve yüksek tansiyonu düşürür. Damar sertliği önleyici kalbi kuvvetlendirici etkileri vardır. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardımcı olur. Astım, bronşit, verem, nefes darlığı ve öksürükte faydalıdır. Balgam söktürür. Saç dökülmesinde ve saç kırılmasında kullanılmaktadır. Saçların uzamasına yardımcı olur. Solunum ve hazım sistemindeki mikropları öldürür. Grip, tifo ve difteri gibi salgın hastalıklar esnasında faydalıdır. Karında ve bacaklarda toplanan suyun boşalmasına yardımcı olur. Mesane taşlarını düşürür, böbreklerde taş oluşmasını önler. kanserden korur.

Kullanılışı ve dozu: Bir çay bardağı suya 3 damla damlatılarak günde 2 defa alınır. Ayrıca cilde masaj yapılarak kullanılır. Kapsülle 3 damla alınır.

Facebook Twitthis Furl

Dünyaya yön veren cümleler


Helga Hesse'nin yazdığı, Doğan Kitap'tan çıkan 80 Cümlede Dünya Tarihi adlı kitap 80 özlü sözle, okuyucusunu dünya tarihi içinde bir yolculuğa çıkarıyor. MÖ yaşayan Miletoslu Tales'in "Kendini tanı,"sıyla başlayan kitap, George W. Bush'un "Şer ekseni," sözüyle bitiyor ve 2 bin 600 yıllık bir yolculuğun kapılarını aralıyor. Kitapta yer alan her söz, ilginç tarihsel öykülere dayanıyor ve her biri
kendine ait zamanın ve mekânın koşullarıyla ilgili ilginç bilgiler içeriyor.

Kendini tanı (Miletoslu Tales, MÖ 625-547):

Felsefenin başlangıcı olarak kabul edilen bu söz, tanrılara olan güvenden vazgeçiş; dünyanın başlangıcı, işleyişi ve nedenselliğine ilişkin soruların da başlangıcıdır. Bilgilerinin çoğunu, suyun kutsal sayıldığı Mısır ve Mezopotamya'da edinen Tales'e göre yaşam, suyla başlıyordu.

Tanrı zar atmaz (Albert Einstein, 1879-1955):

Tesadüflerin sadece bilgi ve idrak eksikliğine dayalı olduğunu savunan bilim adamına göre, görünen belirsizliğin ardında kesinlikle yasalara bağlı, bilimin henüz keşfedemediği bir düzen vardı.

Böl ve yönet (XI. Louis, 1423-1483):

İnsanların birbiri üzerinde iktidar kurmaya başladıklarından beri bu düşünce, cezbedici bir yöntem olarak karşımıza çıkar.

Amaca giden her yol mubahtır (Machiavelli, 1469-1527):

En önemli eseri Prens'te hükümdarın iktidarı nasıl elde edeceği konusunda fikirler üreten Machiavelli'ye göre siyasette başarı kazanmak için yalandan, ihanetten ve entrikadan kaçınmamak gerekir.

Düşünüyorum, öyleyse varım (Descartes, 1596-1650):

Modern insanlar için neredeyse sıradan olan bu cümle, insanların yaşama ve dünyaya bakışlarının değişmesini sağladı.
Bu sözle benimsediği bilimsel yöntemi ve kendi bilgi edinme şekli olan kuşkuyu anlatan filozof, tüm bilim dalları için geçerli olan tek kuralın şüphe olduğu kanısındaydı.

İnsan insanın kurdudur (Thomas Hobbes, 1588-1679):

Hobbes, Leviathan adlı eserinde insanın, diğer canlılardan farklı olarak davranışlarında özgür olsa da, yaşama içgüdüsünün esiri olduğunu söyler. Ve ona göre insan, kendi ırkından olanlardan daha iyi ve başarılı olmak için bir vahşi hayvan gibi davranır, bu yüzden insanların davranışlarına yön evren ne din ne de devlettir, sadece ve sadece kendi ihtiraslarıdır.

İnsan özgür doğar ama her yerde zincire vurulmuş olarak yaşar (Jean-Jacques Rousseau, 1712-1788):

Rousseau, modern insan için belirli bir devlet gücünün vazgeçilmez olduğunu, ancak bu gücün insanların doğal özgürlüğüyle uyum içerisinde olması gerektiğini, buradan yola çıkarak devletin ancak herkesin onayıyla kurulabileceğini belirtir.

Vakit nakittir (Benjamin Franklin, 1706-1790):

Franklin'e göre para kazanmak yerine boşa geçen zaman kaybedilmiş paradır. O, zamanın bir servet olduğu ve dikkatli harcanması gerektiğine inanıyordu.

Tek bildiğim, hiçbir şey bilmediğimdir (Sokrates, MÖ 470-399):

Bu sözle her tür bilgi arayışının hiçbir şey bilmediğinin kabulüyle başladığını anlatan Sokrates'in amacı, bilgisizliği ve bilgi olduğu düşünülen şeyi ortaya çıkararak, bireyi mantıklı yaklaşımlar aracılığıyla doğru davranışa sevk etmekti.

Benim bir düşüm var (Martin Luther King, 1929-1968):

Cümle şöyle devam ediyordu: "Günün birinde dört küçük çocuğum tenlerinin renklerine göre değil, karakterlerine göre yargılanacakları bir ulusta yaşayacaklar."

Bütün ülkelerin işçileri birleşin (Karl Marx, 1818-1883):

Marx bu sözünü şöyle açıkladı: "Hakim sınıflar bir komünist devrim karşısında titremelidir. Proletaryanın bu devrimde zincirlerinden başka kaybedecek bir şeyi yok. Ancak kazanabileceği bir dünya var."

Gölge etme başka ihsan istemez (Sinopli Diogenes, MÖ 404-323):

Diogenes'e göre kişi maddi anlamda her şeyden vazgeçtiğinde ve özü itibarıyla doğayla uyum içinde yaşamaya başladığında mutluluğa erişirdi.

Facebook Twitthis Furl