Limonun inanılmaz faydaları!
Tatlıda da kullanılır, tuzlu yemeklerde de; çaya da sıkılır, çorbaya da... Daha bitmedi; limonun yararları saymakla tükenmez! Gribe iyi gelir, iştah açar, insanı güzelleştirir, cildi temizler... Daha neler neler...
1- Lezzet katma: Limon, güçlü narenciye tadı veren popüler bir meyve. Bu tat kabuğundaki yağlardan geliyor. Tipik olarak süslemede kullanılan limonu, yemeğin tarifine göre uzun dilimler halinde kesebilir ya da küçük küçük kıyabilirsiniz. Yemeklere limon lezzeti katmak için, sadece limon kabuğunun dış parçasını rendeleyin ya da keskin bir bıçakla ince ince dilimleyin. Daha acı olan alttaki beyaz kısımdan uzak durun.
2- Gremolata yapmak: Gremolata, İtalya'da meşhur olan, et, balık, dana incikle kullanılan bir çeşni. Sarımsak ve narenciye tadını seviyorsanız gremolata tuz ve biberin yerine servis edilebilir. Gremolata için, eşit oranlarda limon, sarımsak ve maydanozu karıştırın. Birkaç damla zeytinyağı sarımsak tadının yoğunluğunu azaltır.
3- Kaynayan yumurtalar: Pişerken kabuklarının çatlamaması için yumurtayı limon suyuyla fırçalayın. Eğer suya bir çay kaşığı limon suyu eklerseniz, piştikten sonra yumurtalarınızın kabuğu daha kolay soyulur. Ayrıca, limon suyu patateslerin ve karnıbaharın kararmasını da önlüyor.
4- Pörsümüş salataya can verir: Hiçbir şey buruşmuş, pörsümüş salata kadar kötü olamaz. Ancak, limon salataya ikinci bir can verir. Kendini bırakmış yeşilliklerin önceki lezzetli durumuna gelmesi için, bir kâse soğuk suyun içine sadece yarım limon sıkmanız gerekiyor. Sonra kâseyi bir saat kadar buzdolabında bekletin, yeşillikleri dışarı çıkarıp kurulayın.
5- Koruma malzemesi: Limonlar, yeni kesilen birçok meyveyi kararmaktan koruyor. Dilimlenmiş meyveler üzerine biraz limon sıkmak meyvelerin orijinal rengini korumasını sağlar. Bu etki birkaç dakikadan birkaç saate kadar sürebilir ve avokado, elma, şeftali, kayısı ve armut gibi birçok meyveyle birlikte kullanılabilir. Birçok insan, limonun birçok gıdanın tadını geliştirdiğini düşünüyor.
6- Tat geliştirici: Yemeklere limon sıkmak tuz tüketimini azaltır. Fazla tuz, kan basıncını, kalp krizi ile felç riskini de artırır. Amerikalılar günde 7 bin mg'a yakın tuz tüketiyor. Günlük tuz ihtiyacı ise sadece 2 bin 300 mg'dır. Limon suyu, en sevdiğiniz yiyecekler için farklı bir lezzet geliştirmede iyi bir seçenek. Tavuğa, bifteğe, ve sebzeler limon sıkarak lezzetini artırabilirsiniz.
7- Kanserle savaşır: Limon kabuklu siyah ya da yeşil çay içmenin, belirli kanser türlerini, yüzde 70'e varan oranlarda azalttığı belirtiliyor. Limon, cilt kanseri koruyucusu olarak güneş yanığını önlemeye yardım ediyor. Çay ve limon kabuğu kombinasyonunda bulunan doğal içerikler, vücudu cilt kanserine yol açan güneşin zararlı UV ışınlarından koruyor.
8- İçecekleri soğuk tutar: Buz kalıplarınıza bir damla limon suyu ekleyebilirsiniz. Suya, sodaya ve hatta çaya limon eklemek, içeceklerinizin tadının daha iyi olmasını sağlar. Buz kalıbınızı doldurduğunuzda taze limonu ortadan ikiye kesin ve suyun içine sıkın. Birkaç saat sonra herhangi bir soğuk içeceğinize eklemek için harika bir buzunuz olacak.
9- Limonata yapmak: Birkaç limonunuz varsa, limonata yapmayı deneyin. Sıradan bir limonata yapmayın. Yenilikçi olun ve limonatayı ananas veya karpuz suyuna karıştırabilirsiniz. Karışık limonatayı sevmiyorsanız, buz, limon, su ve şekeri karıştırarak hazırladığınız sıradan limonata da içebilirsiniz. Bu klasik içecek her zaman rağbet görecek.
10- Sağlığınıza iyi gelir: Limon suyu birçok yaygın hastalık için doğal, lezzetli bir tedavi. Boğazınız ağrıyorsa günde 3 kez limonlu suyla gargara yapabilirsiniz. Limon böbrek, karaciğe ve kanınızı temizliyor. Ilık ya da sıcak limon suyu, sindirim sisteminize iyi gelir. Sabahları uyanınca limon suyu içerseniz, sindirim ve dolaşım sistemi daha iyi çalışır.
Yıldırım nasıl düşüyor?
Gökyüzünde yılda 3 milyar şimşek veya yıldırım oluşmaktadır.
Bir diğer deyişle yılın herhangi bir zamanında dünyanın üstünde 2000 yıldırım bulutu vardır ve dünyamıza her saniyede 100 yıldırım düşmektedir.
Güçlü bir fırtına, Hiroşima'ya atılan atom bombasından 100 kat daha fazla enerji açığa çıkarmaktadır.
Kim bilir? Belki bir gün gelecek yıldırımları da enerji kaynağı olarak kullanmayı öğreneceğiz.
Bu gök olayı insanlığın ilk tarihinden itibaren ilahi bir işaret olarak görülmüştür.
Yıldırım düşmesi insanlar için tehlikeli olmasına rağmen insan yaşamına faydası da vardır.
Yıldırımlar yeryüzündeki bitkiler için faydalı maddeler olan nitratlar ve oksijenin de yeryüzüne inmesine neden olurlar.
Her şey güneş ışıkları ile yeryüzünde ısınan havanın yükselmesi ile başlıyor.
Tabii içinde buharlaşan suyu da yukarı taşıyarak.
Bu yükselen hava yaklaşık 2-3 kilometreye ulaşınca havanın soğuk katmanlarına rast geliyor.
Soğuk havalarda nefes verince nefesimiz nasıl buharlaşıyorsa aynen o şekilde buharlaşıyor ve gördüğümüz bulutu oluşturuyor.
Bu bulutlar daha sonra hava akımları ile 20.000 metreye kadar tırmanabiliyorlar.
Aslı tam bilinememesine rağmen bulutların bu yükselişleri sırasında içlerinde oluşan buz kristallerinin birbirlerine sürtünerek bir statik elektrik enerjisi açığa çıkardıkları öne sürülüyor.
Bu elektrik enerjisi bulutların üst katmanlarında pozitif(+), alt katmanlarında ise negatif(-) yüklü olarak birikiyor.
Bulutun içindeki yük havayı iyonize edecek güce ulaştığında şimşek oluşuyor.
Yağmur bulutlarının alt yüzeylerindeki büyük negatif yük içindeki elektronları iterek orayı da pozitif yüklü hale getiriyor ve bu yük saniyede 1000 kilometre hızla toprağa iniyor, yani kısa devre yapıyor.
Yıldırımın bu andaki ısısı 30.000 derece olup güneşin yüzeyindeki ısının 5 katı kadardır.
Yıldırım düşerken çok şaşırtıcı bir şey oluyor.
Yerden de buluta doğru bir boşalma oluyor.
Yerden 100 metre yükseklikte bu iki akım birleşiyor ve iletkenliği çok fazla olan bir koridor oluşuyor.
İşte bundan sonra yıldırımı hiçbir şey durduramaz, pozitif yük hızla buluta doğru onu nötr hale getirmek için yükselir, îşte yıldırımın havadan yere mi, yoksa yerden havaya mı oluştuğunu yaratan soru bu.
Bu koridordan yerden göğe doğru neredeyse ışık hızının üçte biri hızla yükselen akını yıldırımın göze gelen şiddetli ışığını da yaratır.
Ardından yine yukardan yere iner ve iki taraf arasındaki potansiyel farkı sıfırlanana kadar bu olay 10-12 kez tekrarlanabilir.
Niçin yağmur yağıyor ?
Herhalde siz de haberlerin sonunda hava durumunu merakla izliyorsunuzdur.
Acaba yarın yağmur yağacak mı? Şemsiyemi yanıma alayım mı? Yağmur günlük yaşantımızın çok önemli bir parçasıdır.
Bazı yerlerde kuraklıktan yağmur duasına çıkılırken, bazı yerlerde de caddelerde sandallarla dolaşılıp, sel basan evlerden, eşyaları kurtarmaya uğraşırlar.
Peki nasıl oluyor da başımıza böyle gökten sular geliyor? Aslında mekanizma basit.
Güneş ışığının etkisi ile yeryüzünden su buharlaşıyor, yani gaz haline geçiyor.
Bu durumda havadan hafif olduğundan atmosferde yükseliyor.
Yükseldikçe hava soğuyor ve hava basıncı azalıyor.
Su buharı soğudukça havadaki toz parçacıklarına tutunarak su damlası haline dönüşüyor ve bunların milyonlarcası havada birleşerek gözümüze bulut olarak görülüyorlar.
Bulutları oluşturan bu su damlacıkları hemen ya-kınlarındakilerle sürekli birleşiyorlar, büyüdükçe büyüyorlar, ağırlıkları artıyor, yeterli ağırlığa ulaşınca yer çekiminin etkisi ile yere düşmeye başlıyorlar.
Yeryüzünden buharlaşıp, bulut oluşturup sonra yağmur olarak yeryüzüne dönen su buharının havada geçen bu macerası ortalama 8 gün sürüyor.
Ancak bulutun içindeki su damlacıklarının tümü yağmur olarak yeryüzüne inmiyor.
Bir bulutun en fazla yarısı yağmur olarak yağabilir ve bu da normalde 30 dakika sürer ama bulut devamlı olarak yeniden oluştuğundan yağmur saatlerce, hatta günlerce sürebilir.
Bu arada rüzgara bağlı olarak bulutlar devamlı hareket ettiklerinden yağmur çok geniş bir alana yağabilir.
Bugüne kadar dünyamızda tespit edilebilmiş en yoğun yağış 26 Kasım 1970 tarihinde Guadaloupe'de olmuş, sadece bir dakikada 3,81 santimetre yağmur yağmıştır.
Atmosferde, yani başımızın üzerindeki havada 13 milyar ton su buharı bulunuyor.
Bunun hepsinin bir anda yeryüzüne indiğini düşünebiliyor musunuz? Dünyamızda yağmurun çoğu, yani yüzde 78'i okyanusların üzerine yağıyor.
Bu da çok normal, çünkü havanın içindeki su miktarının kaynağı hemen hemen aynı oranda okyanuslardan geliyor.
Yağmur damlalarının yarı-çapları 0.5 milimetreden 6.35 milimetreye kadar değişebiliyor.
5 milimetre yarı-çapındaki bir yağmur damlasının 1800 metre yükseklikteki bir buluttan çıkıp başınızın üstüne düşmesi için geçen zaman yaklaşık 3 dakikadır.
Yani aslında şemsiyenizi açabilmeniz için yeterli süre vardır.
Suni yağmur yaratabilmek için günümüzde bazı teknolojiler geliştirildi ki, temeli su damlacıklarının yapışabilmesi için çekirdek görevi yapabilecek tozları bulutun içine gönderebilmek-tir.
Bunun için bulut uçak veya helikopterden gümüş iyodür ile bombalanıyor.
Bu işte de en usta olan İsrailliler.
Onlar bu yöntemle yağmur miktarını yüzde 13 oranında arttırabilmişler.
Yağmurun oluşabilmesi için ana etkenlerden biri olan toz parçacıklarının, yani hava kirliliğinin artması ise tam ters etki yapıyor, bu durumda damlacıklar küçülüyor ve yağmur olarak yere düşmeyi başaramıyorlar.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)